Allame Fâkih
Karınca Süleymanlık dilerse, hor görme hürmetine bak...

FUTBOL'A DAİR...

By esinti

Türkiye Europe 2008’de Yarı Finalde

Büyük bir Tağut!.. Ve milyonlarca kölesi. İnsanlar şuursuz, duygusuz. Sanki beyinleri hipnoz altında. Aynı anda milyonların kalbi güp güp atıyor. Türkiye!nin ve dünyanın dört bir yanında binlerce insan aynı anda hoplayıp çığlık atıyor. Kendilerine zerre karda faydası olmayan anlık mutluluğu tadıyorlar.

Yığınlar şuursuz ve duygusuz. Kaybedenin yaşadığı büyük yıkım diğerlerinin hiç mi hiç umrunda değil. Birileri diğerlerinin hüngür hüngür ağlamasından mutlu oluyor. Bir grubun başarısı, diğer grubun başarısızlığına bağlı.

Maç bitiyor -aslında hiçbir şey kazanmayıp aksine şuurunu yitiren – kullar! Tağutuna karşı görevini yapmanın mutluluğunu yaşar bir halde televizyonu kapatıyorlar. Birilerinin sırtından sadece birileri kazanıyor. Evet bu onların zaferi. Ama (güya) kazanan Türkiye. Bu Türkiye’nin zaferi.

İşte böyle alıştırılıyoruz bencilliğe ve tek yönlü düşünmeye. ‘Ben de başarılı olayım, arkadaşım da başarılı olsun diyebilmekten’ böyle uzaklaştırılıyoruz. “Kişi kendi için istediğini başkası için istemedikçe olgun mü’min olamaz.” diyor oysa Peygamber. Rasulun ilkelerine değil de o büyük tağutun koyduğu (futbol) ilkelere tâbi iseniz bu mümkün değil.Kendi takımınız için istediğiniz başarıyı rakip takım için isteyemezsiniz.

Sonra zamanla okuldaki başarınızı sıra arkadaşınızın başarısızlığında ararsınız. Ya da işinizde terfi etmeyi diğer elemanların başarısızlıklarına bağlarsınız. Böylece onların mutlu ve başarılı olmaları sizi rahatsız etmeye başlar. Önce onlar için dua etmeyi bırakırsınız, sonra da başarısızlıkları için dua etmeye başlarsınız. Çünkü sizin için bu gereklidir.Allah’ın hazinesinin genişliği çıkıverir aklınızdan; çünkü aklınız (etkisi altında olduğu fikirler dolayısıyla) artık onu anlayacak kadar geniş değildir. Çünkü artık merkeze yavaş yavaş beni oturtmaya başlamışsınızdır.

Ne yani, bütün bunlara izlediğimiz birkaç masum (!) maç mı sebep oluyor diyeceksiniz. Sebep oldukları sadece bu kadarla kalsa iyi. Aynı zamanda insanda tek bir sonuca ve hedefe odaklanan ve onun dışında hiçbir iyi sonuçtan mutlu olamayan, tek yönlü düşünen zihin yapısının oluşumuna sebep oluyor. Önünüze mutlu sona ulaşabilmek için tek b,ir hedef konuyor: yenmek. Daha iyi,daha kaliteli ya da daha ilkeli oynamanızın bir önemi yok. Önemli olan tek şey sonuç. Ve sonuç istediğniz yönde değilse ne kadar iyi oynamış olusanız olun bu gir yenilgidir! Zihin bu sistemde çalışmaya başlayınca bir süre sonra hayata da bu şekilde bakılmaya başlanıyor. Ve maalesef pek çok insan önüne konulan tek önemli hedefe ulaşamamanın hayatın sonu olduğunu düşünüyor.ÖSS’yi kazanamadım diye intihar eden, sevdiği kızı alamayınca canına kıyan insanların yakın tarihte yaşanan pek çok acı örnekleri hafızamızdadır. Yani böylece alternatif düşünebilme bir şekilde hayatınızdan çıkarılıyor. Bu durumun toplumda sitresi, mutsuzluğu ve giderek artan şiddeti körüklediği aşikardır.

Ve ülkemin masum insanları zafer sarhoşluğundan bir türlü ayılamayıp, kendilerine yapılandan bîhaber, şu anda Türkiye’nin bu büyük zaferini kutlamak içinyollara dökülmüş durumdalar.

Bu zaferler ki aslında en büyük mağlıbiyettir,

Ortaya konan şuur, kazanan da kaybeden de yeniktir.

Esranur DENİZ.

21,06,08

02,31

 

2 comments so far.

  1. Makis 21 Haziran 2008 05:40
    GOOD LUCK NEIGHBORS
    in Europe'S CUP

    FILIPPOS
    GREECE
  2. es 22 Haziran 2008 07:44
    Futbol bir afyondur! Dedim, diyorum ve diyeceğim.

Something to say?